Son zamanlarda, kripto varlıklar piyasası "dördüncü çeyrek altcoin sezonu"nun gelmesiyle ilgili yeniden tartışmalara sahne oldu. Ancak, bu beklenti geçmiş piyasa modellerinin aşırı basitleştirilmiş olmasından kaynaklanıyor olabilir. Gerçekten de, mevcut piyasa ortamı geçmişten önemli ölçüde farklılık gösteriyor.

Tarihsel olarak, altcoinlerin patlaması genellikle Bitcoin'in yükselmesinden sonra, perakende yatırımcıların kâr elde etmesi ve fonlarını düşük piyasa değerine sahip tokenlere yönlendirmesiyle meydana gelmiştir. Ancak bu piyasa döngüsü farklı özellikler sergilemektedir: Kurumsal fonlar piyasa yönünü belirliyor. ETF'ler, vadeli işlemler ve kaldıraçlı işlemler gibi finansal araçların tanıtılması, kurumsal yatırımcıların daha çok verimlilik ve risk kontrolüne odaklanmasını sağlarken, spekülatif olarak daha güçlü olan küçük coin türlerinden uzak durmalarına neden olmaktadır.

Bazı görüşler, Ekim ayı sonu ve Aralık'taki muhtemel faiz indirimlerinin altcoin pazarını canlandırabileceğini öne sürüyor. Ancak bu düşünce belki de fazla basitleştirilmiş. Faiz indirimleri borçlanma maliyetlerini düşürebilir, ancak bunların Kripto Varlıklar piyasası üzerindeki doğrudan etkisi abartılıyor olabilir. Daha önemlisi, mevcut ETF'ler ve ana akım sermaye piyasalardan çekiliyor ve küçük coin'lere yeni fon akışının olasılığı oldukça düşük.

Altcoin sezonunun ortaya çıkması için iki ana şart gereklidir: aşırı fon ve küçük yatırımcıların fiyatları yükseltme davranışı. Mevcut piyasa durumu tam tersidir, fonlar çekiliyor, taşmıyor. Hâlâ "dördüncü çeyrek altcoin sezonu" bekleyen yatırımcılar için bir ana soru şudur: Fonlar nereden gelecek?

Bu piyasa döngüsünde, körü körüne altcoin sezonunu beklemek riskler doğurabilir. ETF fonlarının çıkışı, büyük yatırımcıların çekilmesi ve küçük yatırımcıların aşırı beklentileri, bu faktörler potansiyel bir risk ortamı oluşturuyor. Yatırımcıların mevcut piyasanın gerçek durumunu anlaması ve kurumsal sermayenin hedefi haline gelmekten kaçınması gerekiyor.

Genel olarak, piyasa ortamında köklü bir değişiklik olmuştur. Yatırımcılar bu yeni düzene uyum sağlamalıdır, geçmiş modellere bağlı kalmamalıdır. Rasyonel analiz ve temkinli karar verme, bu kurum hakimiyetindeki piyasada başarılı olmanın anahtarı olacaktır.